Hatice Savaş
Kadınların Değerini Görmezden Gelen Bir Siyaset
Türkiye, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk’ün devrimleriyle kadınların toplumda eşit ve özgür bireyler olarak yer alabilmesi için büyük adımlar attı. Kadınlar eğitim, iş hayatı ve siyaset sahnesinde erkeklerle omuz omuza durabilecek bir geleceğin hayalini kurdu. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu hayalin giderek daha fazla gölgede kaldığını görüyoruz.
AKP hükümetinin son yıllarda benimsediği muhafazakâr politikalar, kadınların toplumsal rolünü daraltan ve onları ikinci plana iten bir anlayışı besliyor. Kadınlara sadece “annelik” üzerinden bir değer biçiliyor, bireysel kimlikleri ve toplumsal katkıları görmezden geliniyor. Bu zihniyet, kadını sadece evin içine hapseden bir anlayışı yeniden üretiyor.
Dahası, kadınların her gün maruz kaldığı fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete karşı devletin yeterli koruyucu adımlar atmadığına tanık oluyoruz. Kadın cinayetleri artarken, failler çoğu zaman cezasız kalıyor ya da “iyi hal” indirimiyle ödüllendiriliyor. Bu da kadınlara yönelik şiddetin önünü açıyor, caydırıcılığı ortadan kaldırıyor.
Atatürk’ün kadınlara verdiği değer ve Cumhuriyet’in eşitlikçi vizyonu, bugün siyasi iktidarın baskıcı uygulamalarıyla yok sayılıyor. Kadınlar özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi verirken; iktidar kadının sesini kısmak, yaşam alanlarını daraltmak ve onları muhafazakâr kalıplara hapsetmek için adımlar atıyor.
Türkiye’nin geleceği, kadınların eşit yurttaşlar olarak toplumsal yaşamda var olmasıyla güçlenecektir. Kadını yok sayan, değersizleştiren hiçbir siyasi anlayış bu ülkeyi ileriye taşıyamaz. Kadınların mücadelesi, Atatürk’ün mirasıyla birleşerek bu karanlığı aşacaktır.