Menzil Cemaati Haberlerine Yasak


yayincilar/haber-oku/haber-okux60.jpg Kaynak: Haber Oku
Menzil Cemaati Haberlerine Yasak

Menzil cemaatinin Semerkand Bilim ve Medeniyet Üniversitesi’nin adının “İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi” olarak değiştirilmesi üzerine Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, TELE1, HalkTV gibi birçok yayın organlarında yapılan haberlere erişim engeli getirildi. Gazeteci-Yazar Soner Yalçın'ın araştırmalarına göre Menzil cemaati, Türkiye’de başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere birçok devlet kurumuna en yoğun olarak AKP döneminde girdi. Yalçın, Menzil cemaatinin devlet kurumlarında nasıl 'Metastaz' olduğunu ortaya koymuştu..

Takip Et

Menzil cemaatinin Semerkand Bilim ve Medeniyet Üniversitesi’nin adının “İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi” olarak değiştirilmesi üzerine yapılan haberlere erişim engeli getirildi.

Üniversite isminin değiştirilme isteğinin devlette kadrolaşmalarıyla gündeme gelen Menzil cemaatinin algı ve imaj değiştirme stratejisinin bir parçası olduğu ifade edilmişti.

25 Haziran 2020 tarihinde mahkeme kararı ile söz konusu teklifi içeren haberlere erişim engeli getirdi. Bu karar akıllara Menzil cemaatinin devlet kadrolarındaki etkinliğini getirdi.

Menzil Cemaati Haberlerine Yasak
Menzil Cemaati Haberlerine Yasak

METASTAZ GÜN YÜZÜNE ÇIKARMIŞTI

Menzil cemaati, Türkiye’de başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere birçok devlet kurumuna en yoğun olarak AKP döneminde girdi.

Gazeteci-Yazar Soner Yalçın, Recep Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı koltuğuna oturtulmasında Menzil tarikatının etkili olduğunu yazmıştı.

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun birlikte kaleme aldığı “Metastaz” adlı kitapta da FETÖ’den boşalan koltuklara yeni tarikatların geldiği anlatılmıştı.

Kitapta İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet’te tarikatların ve cemaatlarin nasıl örgütlendiği anlatılmıştı.

İşte Metastaz’dan ilgili bölümler:

ZİKR-İ HAFİ

Yıl: 2014.

Yer: Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okulu / İstanbul.

Emniyet’te 17 – 25 Aralık operasyonlarının travması henüz geçmiş değildi.

Polis olmak isteyen üniversite mezunu sivillerin mülakatı yapılacaktı.

O yıl yaklaşık 3 bin polis alınacaktı. 

İstanbul’a, Ankara’ya ve İzmir’e biner kişilik kontenjan ayrılmıştı.

Gelin görün ki; mülakat için giden ekipler şaşkındı.

Zira, polis olmak için o mülakatta olanların büyük çoğunluğu Menzil, Kurdoğlu, Yazıcı, Okuyucu, Süleymancı ve İskenderpaşa tarikatlarının yönlendirmesiyle karşılarındaydı. Masaya oturan, müridi olduğu şeyhin adını veriyordu! 

Daha Emniyet sürüyle Fethullahçı kaynıyorken, bir de yeni tarikatlara mı yer açılacaktı?

O gün heyette, buna izin vermemeye kararlı olanlar vardı.

Sonunda…

Görevli heyet, kontenjanın çok altında seçtiği 300 kişiyle geri döndü.

Yukarılarda, bu eleme büyük rahatsızlık yarattı. Bir kılıf bulunarak, kısa süre sonra yeniden yapıldı seçmeler. 

Mülakat heyetinde bu kez, polis olmaya yönlendirilen o gençlerin bağlı olduğu tarikatların Emniyet’teki karşılıkları vardı. Sonuç; o müritler alındı, polis oldu.

Denir ki; 2014-2016 arasındaki, yani sadece 2 yıl içindeki polis alımı, tüm Cumhuriyet tarihinde görülmeyen büyüklükteydi. FETÖ tasfiyesinin ardından 20 yıllık polis alımına eşit kişi giriş yaptı Emniyet’e.

Ve onların büyük çoğunluğu, Menzilcilerden Süleymancılara, Kurdoğlu’culardan Yazıcılar’a kadar geniş bir ağa aitti. Emniyet, Fethullahçıların panzehrinin başka tarikatlar olduğunu sanıyordu.

Belki de 20 yıl sonra, teknik takipten istihbarata kadar Emniyet’teki tüm kritik birimlerin başında, işte bugünlerde alınan o müritler olacaktı…

MENZİLCİ POLİSLERİN FOTOĞRAFLARI

15 Temmuz darbe girişiminden kısa süre önce...

Yapısı baştan aşağı değiştirilen Polis Akademisi...

Akademi’nin mescidi...

Çok yakında polis olacak Menzilci gençler vird çekiyor.

Diyeceksiniz ki; nedir bu vird?

Aslında düzenli olarak zikretmekten başka bir şey değil.

Araf suresinde geçen “Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak ve yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma” sözü, virdin kaynağını oluşturuyor.

Nakşi tarikatlar “zikr-i hafi”, yani “gizli zikir” diye adlandırılan yöntemle “vird” çekerken, Kadiriler ve Rufailer “açık zikir” yapıyor.

“Gizli” deyince “kaçak” bir yöntemden bahsettiğimizi sanmayın. Daha çok kısık sesle, sözden çok kalple yapılan eylemi tarif etmek için kullanılıyor.

İlginçtir, her tarikatın ayrı bir vird ritüeli var. Hatta vird usulü ile diğerlerinden ayrışmak bir tarikatın olmazsa olmazı gibi.

Menzil Cemaati, bu konuda en keskin çizgiye sahip.

Müridin vird yapıp yapmayacaklarına, hangi sayıda ve ne zaman yapacaklarına mürşid karar veriyor. “Kendi başına hareket ederek, usulüne uygun davranmayan bazı müridlere şeytan musallat olmuş olabilir” diyerek, örgütsüz virdin zararlı olabileceğini dahi savunuyorlar.

Sanki doktor şeyh, hasta müride ilaç gibi vird yazıyor.

“Mürşid” dediklerinin tavsiyesiyle yapılan 5 bin zikirlik virdin, kendi başına yapılan 10 binden daha faydalı olduğuna inanıyorlar.

Haliyle vird, arınmak için biat etmeyi şart koşan bir sürecin parçası oluyor.

Vird sırasında dünya ile ilişkilerden kopmak için örtülerin altına girmek de, en çok Menzilcilerin kullandığı bir usul. Bunun için özel yapılmış “vird kıyafetleri”ni, internetten bulup satın alabiliyorsunuz.

Dönelim, Polis Akademisi’nin mescidine…

Menzilci usul gereği, vird çekenlerden biri Polis Akademisi üniformasının içine saklanmış; diğeri üstüne bir örtü örtmüştü. Sağ ellerinde kalplerine yakın tuttukları tespihle, dillerini damaklarına yapıştırarak zikir çekiyorlardı. Kolun nasıl duracağı dahi Menzilcilerin kitabında yazıyordu. Polisler, devletin ya da Allah’ın kurallarının yerine, Gavslarının kanunlarını koyuyorlardı.

Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kılcal damarlarında yeniden başka tarikatlar örgütleniyordu. O tarikatların üniforma giymiş müritleri, devletin yeni sahibi olmak için sabırla, sessizce ve gizlice bekliyordu.

Bu fotoğraflar gelecekten haber veriyordu.

İşte bugün Emniyet teşkilatında sayıları oldukça kalabalık olan, Menzilci polislerin ilk kez göreceğiniz o zikir fotoğrafları...

Odatv.com

Kaynak: Haber Oku

Youtube Kanalımızı Takip Edin